8 Kasım 2009 Pazar

GOL SEVİNÇLERİ



Her futbol severin kendine has gol seviniş tarzı vardır. Bu seviniş tarzın maçın büyüklüğüne küçüklüğüne göre de değişir. Ancak bazıları için maçın önem derecesi, gole verdiği tepkiyi değiştirmeyebilir. Sıkı bir Bolusporlu olan arkadaşım attıkları her golden sonra Abdurrahim Albayrak gibi sevinirdi. Üstelik maçları maçkolikten takip etmesine rağmen.

Bazı futbolcular kendilerine has gol sevinçleriyle bilinirler. Her ne kadar Parmak emme sevincini TSL’de Semih ve Nobre yapsa da biz o sevincin fikir babası olarak Totti’yi biliriz. Christian Vieri'nini akıllarda yer edinen seviniş tarzı ise müezzinvari bir şekilde elini kulağına götürüp tribünlere “duyamıyorum sizi” mesajını vermeye çalışması. Raul yüzüğünü öper. Henry Ada’dayken bir eliyle sus işareti yaparak diğer eliyle de tribünleri gösterirdi. Ronaldo(abi Ronaldo) dirseğini büküp alnına siper ederdi(ancak böyle tarif edebildim). Obafemi Martins Romen jimnastikçiler misali havada saltolar atar. Robbie Keane el baş amudundan sonra tribünlere ok fırlatır. Guiza bunun amutsuz versiyonunu gerçekleştirir. Inzaghi deli deli sağa sola koşar. Pascal Nouma tombala çeker. Bursaspor timsah yürüyüşü yapardı. Bir ara da Fener’in Brezilyalılarında yengeç furyası başlamıştı. Her zaman yapar mıydı bilmem iki kez rastladığım kadarıyla Cantona golden sonra put gibi yerinde kalıp, sanki tribünlere “ne var noldu ki” dermiş gibi sevinirdi.

Bu sezon ligimizde yeni bir gol sevinme stili türedi. İlki Antalya Diyarbakır maçından sonra Veysel Cihan’dan. Necati golü attıktan sonra Veysel tarafından tacize uğradı. İkinci vaka da dünkü Trabzon Beşiktaş maçında vuku buldu. Ernst gol sevinci sırasında kim vurduya gitti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder